İPTAL DAVASI AÇMAK İÇİN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE BİR YILDIR
Türk Medeni Kanunu'na göre ölüme bağlı tasarruflar; vasiyetname ve miras sözleşmesi olarak ikiye ayrılır. Kanunda vasiyetnameye ilişkin hükümler 531. - 544. maddeleri arasındai miras sözleşmesi ise 545. - 549. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ölüme bağlı tasarrufların iptaline ilişkin davaların hangi sürede açılabileceği ise 559. maddede gösterilmiştir. Yani kanunda bahsi geçen süreler hem vasiyetnamenin iptali davaları için hem de miras sözleşmesnin iptali davaları için geçerlidir.
III. Hak düşürücü süreler
Madde 559- İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.
Hükümsüzlük, def"i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.
Kanunda açık bir şekilde her iki ölüme bağlı tasarrufun da tasarrufun, iptal sebebinin ve hak sahibi olunduğunun öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde iptalinin istenebileceği belirtilmiştir. Ancak bu hak vasiyetnamelerin açılma tarihinden, diğer tasarruflarda ise mirasın geçmesi tarihinin üzerinden iyi niyetli davalılara karşı 10 yıl, diğer davalılara karşı 20 yıl geçtikten sonra kullanılamaz.
YARGITAY'IN ÖNCEKİ GÖRÜŞÜ: SÜRE VASİYETNAMENİN AÇILMASI KARARININ KESİNLEŞMESİYLE BAŞLAR
Yargıtay uzun yıllar istikrar kazanan içtihatlarında öğrenme tarihini vasiyetnamenin sulh hukuk mahkemesince açılıp okunması kararının kesinleştiği tarih olarak kabul etmişti.
"Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir.
Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden TMK.nun 559. ve 571.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süreler işlemeye başlamaz. (...)
Davacılara usulüne uygun vasiyetname tebliğ edilmediği anlaşıldığından, davacıların davasını 06/09/2011 tarihinde kanundaki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açtığı gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir." (3. Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 10272 Karar: 2015 / 13864 Karar Tarihi: 09.09.2015)
"TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.
Somut olayda, Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/1059 Esas, 2014/292 Karar sayılı kararı ile vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine karar verildiği ve kararın 22/10/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Vasiyetnamenin iptaline ilişkin, iş bu davanın açıldığı tarihte (27.02.2015) vasiyetnamenin okunma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır." (3.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 13 Karar: 2017 / 6920 Karar Tarihi: 10.05.2017)
YARGITAY'IN YENİ GÖRÜŞÜ: SÜRE DAVACININ VASİYETNAMEDEN HABERDAR OLDUĞU TARİHTE BAŞLAR
Ancak ölüme bağlı tasarruflara ilişkin davalarla görevlendirilmiş olan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020 yılında verdiği kararlarla önceki görüşünden dönerek öğrenme tarihini vasiyetnamenin açılıp okunması kararının kesinleştiği tarih olarak değil, davacının vasiyetname içeriğini öğrendiği tarih olarak kabul etmiştir.
"Her ne kadar, Dairemizin önceki uygulamalarında; mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisi istemiyle açılan davalarda, bir yıllık hak düşürücü sürenin, vasiyetnamenin TMK’nın 595 ila 597 nci maddeleri uyarınca sulh hukuk mahkemesince açılıp okunmasına dair kararın kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağı kabul edilmiş ise de, yukarıda belirtilen kanun maddelerinin açık hükmü doğrultusunda Dairemizce görüş değişikliğine gidilmiş ve bir yıllık hak düşürücü sürenin, iptal davalarında; davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayacağı görüşü kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, mirasbırakanın 27/11/2012 tarihinde ölümü ile mirasçı sıfatını kazandığı, mirasbırakana ait el yazılı vasiyetnamenin teslim edildiği Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesince 31/10/2013 tarihli celsede açılarak davacının da aralarında bulunduğu bir kısım yasal mirasçıların yüzüne karşı okunduğu, dolayısıyla davacının vasiyetnameyi ve buna bağlı olarak saklı payının zedelendiğini bu tarihte öğrendiği, 27/02/2015 tarihinde ise davacının mirasbırakanın sağlığında gerçekleşen olgulara dayanarak vasiyetnamenin iptalini olmadığı takdirde ise saklı payının zedelendiği iddiasıyla tenkis istemini içeren işbu davayı açtığı, davacının vasiyetnameyi ve saklı payının zedelendiğini öğrendiği tarih ile işbu davayı açtığı tarih arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmaktadır." (3.Hukuk Dairesi Esas: 2019/ 4002 Karar: 2020 / 80 Karar Tarihi: 14.01.2020)
"Her ne kadar, Dairece verilen önceki kararlarda; mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisi istemiyle açılan davalarda, bir yıllık hak düşürücü sürenin, vasiyetnamenin TMK’nın 595 ila 597 nci maddeleri uyarınca sulh hukuk mahkemesince açılıp okunmasına dair kararın kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağı kabul edilmiş ise de, yukarıda belirtilen kanun maddelerinin açık hükmü doğrultusunda Dairece görüş değişikliğine gidilmiş ve bir yıllık hak düşürücü sürenin, iptal davalarında; davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayacağı görüşü kabul edilmiştir(Dairece verilen 14/01/2020 tarihli ve 2019/4002 E. 2020/80 K. sayılı kararda aynı yöndedir).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, mirasbırakanın 27/11/2012 tarihinde ölümü ile mirasçı sıfatını kazandığı, mirasbırakana ait el yazılı vasiyetnamenin, açılması için teslim edildiği ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından davacıya 25/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla davacının vasiyetnameyi ve buna bağlı olarak saklı payının zedelendiğini bu tarihte öğrendiği, 09/12/2013 tarihinde verdiği cevap dilekçesi ile de vasiyetnamenin (yapıldığı tarihte) ehliyetsizlik ve şekil eksikliği nedenleriyle geçersiz olduğunu bildirdiği, dolayısıyla davacının vasiyetnameyi, iptal sebeplerini ve saklı payının zedelendiğini öğrendiği 25/11/2013 tarihi ile işbu davayı açtığı 27/02/2015 tarihi arasında TMK’nın 559 ve 571 inci maddelerinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmaktadır." (3.Hukuk Dairesi Esas: 2020/ 3118 Karar: 2020 / 6145 Karar Tarihi: 27.10.2020)
Hak düşürücü sürenin başlangıcı konusundaki görüşünü değiştiren Yargıtay, yukarıda alıntıladığımız iki karardan birinde davacının vasiyetnamenin açıldığı sulh hukuk mahkemesi duruşma tarihini, diğerinde ise sulh hukuk mahkemesi tarafından davacıya yapılan tebligatın tarihini hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul etmiştir.
YARGITAY'IN YENİ GÖRÜŞÜYLE BİRLİKTE DAVA AÇMA SÜRESİ ÖNE ÇEKİLMİŞTİR
Yüksek Mahkeme'nin bu görüşüyle birlikte ölüme bağlı tasarruflardan olan vasiyetnamenin iptali davası açmak için hak düşürücü sürenin başlangıcı öne çekilmiş olmaktadır. Bu durum karşısında eski kararlara dayanarak vasiyetnamenin açıldığı tarihe göre dava açılması halinde, eğer davacının gerçek öğrenme süresi üzerinden bir yıl geçmişse davanın hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı gerekçesiyle ret kararı verilecektir. Bu nedenle davaların miras hukuku, vasiyetname konularında uzman bir avukatla takip edilmesi, güncel içtihatların takip edilmesi ileride hak kayıplarına uğramamak adına büyük önem arz etmektedir.
Örneğin Kayseri'de yaşayan bir kişi düzenlediği vasiyetnameyle tüm mal varlığını çocuklarına bırakmış ve 01.01.2021'de ölmüşse, vasiyetname sulh hukuk mahkemesine 10.01.2021'de ulaştıysa ve mahkeme tarafından mirasçılara çıkarılan tebligat 15.01.2021'de tebliğ edildiyse, ardından da 10.02.2021'de duruşma yapılıp karar 05.03.2021'de kesinleştiyse; iptal talebiyle dava açmak isteyen kişinin yapması gereken uzman bir Kayseri miras avukatı ile Kayseri asliye hukuk mahkemesinde 10.01.2022'ye kadar dava açmaktır. Bu tarihten sonra, geçmiş kararlara dayanarak kararın kesinleştiği tarihe göre açılacak olan dava süre yönünden reddedilecektir.