Menfi tespit davası, gerçekte var olmayan bir borç veya geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle kendisini hukuki anlamda tehdit altında hisseden veya kendisine karşı icra takibi yapılan kişinin, alacaklı olarak görünen kişiye herhangi bir borcunun bulunmadığını sağlamaya yönelik olarak açtığı davadır. Menfi tespit davası açabilmek için icra takibinin açılmış olmasına gerek yoktur. Yapılma ihtimalinin bulunması karşısında da menfi tespit davası açılabilir.
Bilindiği üzere icra daireleri borçlu hakkında işlem yaparken borcun gerçekten olup olmadığını inceleyemez. Zira bu yetki yalnızca mahkemelere aittir. Bu nedenle herhangi bir kişi, yasal olarak ödemesi gereken har ve masrafları ödemek kaydıyla istediği kişi aleyhine icra takibi yapabilir. Eğer borçlu olarak gösterilen kişi böyle bir borcun bulunmadığını veya söz konusu borcun ödenmiş olduğunu iddia ediyorsa icra takibine ilamsız takiplerde 7 gün, kambiyo senedine dayalı takiplerde 5 gün içerisinde itiraz etmelidir. Borçlu olan kişi gerçekte borçlu olmadığını düşünmesine rağmen çeşitli nedenlerle süresi içinde itiraz etmeyi ihmal etmiş olabilir. Veya süresi içerisinde itirazda bulunsa bile icra mahkemesi tarafından bu itirazının kaldırılmasına karar verilmiş olabilir. İşte bu durumdaki borçlunun yapması gereken şey genel mahkemelerde menfi tespit davası açmaktır.
Açılacak olan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Aksi takdirde gerçekte borçlu olan kişilerin sırf zaman kazanmak ve icra takibinin kesinleşmesinin sonuçlarının önüne geçilmesi için bu yola başvurması kaçınılmazdır. Ancak icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında mahkeme talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Takipten sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine sonuçlanırsa ihtiyati tedbir kararı ortadan kalkar. Borçlu lehine sonuçlanması durumunda ise takip derhal durur.
Menfi tespit davasında görevli mahkeme alacağın hangi hukuki ilişki ile ilgili olduğuna göre belirlenir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi gereğince malvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkemeler aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleridir. Ancak kira alacağı ile ilgili uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesi, nafaka vb. aile hukukundan kaynaklı alacaklarda aile mahkemesi, kambiyo senedine bağlı uyuşmazlıklarda asliye ticaret mahkemesi, tüketici hukukuna ilişkinse tüketici mahkemesi, işçilik alacağına ilişkinse iş mahkemesi görevli mahkeme olacaktır.
Menfi tespit davalarında yetkili mahkeme ise;
- İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında davalı - alacaklının ikametgah mahkemesinde de icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabilir.
- İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında ise genel kural davalının ikametgah yeri mahkemesidir. Ancak uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanıyorsa sözleşmenin ifa yeri mahkemesi, taşınmazın aynından kaynaklanıyorsa taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi, çekten kaynaklanıyorsa çekin keşide yeri ve ödeme yeri mahkemesi yetkili mahkeme olur.